İşgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşim karşıtı eylem sırasında İsrail güçleri tarafından öldürülen Türk asıllı ABD vatandaşı Ayşenur Ezgi Eygi‘nin babası Mehmet Suat Eygi, kızına bölgeye gitmeden önce “ölebileceği “uyarısında bulunduğunu, onun ise “Ölmem bir işe yarayacaksa razıyım baba” diyerek gittiğini söyledi.
İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria’da barışçıl bir gösteri sırasında katılımcıların üzerine ateş açmış, Filistinlilere destek amacıyla gösteriye katılan ve ABD vatandaşlığı da bulunan Ayşenur Ezgi Eygi, başından vurularak ağır yaralanmıştı. Filistinlilere ait bir hastaneye kaldırılan Eygi, 6 Eylül’de hayatını kaybetmişti. Eygi’nin cenazesi, 14 Eylül’de Aydın’ın Didim ilçesinde toprağa verilmişti.
Eygi’nin babası Mehmet Suat Eygi, AA muhabirine, ardından gözyaşı döktüğü kızının onurlu yaşamından duyduğu gururu anlattı. Kızının insanlara yardım ederken din, dil, ırk gözetmediğini belirten Eygi, Didim’deki son yolculuğunda da siyasi parti ayrımı olmadan kızına sahip çıkıldığını, siyaset üstü bir hayatı olan kızının son yolculuğunda da herkesi birleştirdiğini, yaşadığı gibi uğurlandığını dile getirdi.
Ayşenur’un asi bir karakter olduğunu ifade eden baba Eygi, “Ama haksızlığa karşı asi idi. Dil, din, ırk, cinsiyet, politik görüş, sağ, sol gözetmeden yardım ederdi. Yardım etmek için de mesafe tanımazdı. Dünyanın neresi olursa olsun giderdi. Onun çağındaki çocuklar makyaj yapmanın detaylarını öğrenirken Ayşe insan haklarının peşindeydi” diye konuştu.
“Ölmem bir işe yarayacaksa razıyım baba”
Ayşenur Ezgi Eygi’nin Batı Şeria’ya gitme kararını kendisine söylediğini gözyaşı içinde anlatan baba Eygi, şunları söyledi:
“Ayşe Filistin’e gideceğini bana söyledi. Vazgeçirmek için aylarca vaktim vardı. Her gün konuştuk, çabaladım, vazgeçmedi. Madem gideceksin kızım, şubatta, martta git dedim. Onu da başaramadım, gitti. Bana söz ver, her aşamada en küçük bir tehlike olduğunda oradan geri dön dedim. Ürdün’e, Kudüs’e, Ramallah’a gitti. Hiç tehlikeden bahsetmedi. Dönmedi, döndüremedim. Seattle’daki bir konuşmamızda vazgeçirmeye çalışıyorum, çok tehlikeli bir yer. İnsan öldürmeyi çok iyi bilen bir yere gideceksin, gitme dedim. ‘Gideceğim baba orada olup bitenleri insanların duyması lazım’ dedi. Ya bir kurşun gelir, kaza kurşunu gelir ölürsün dedim. ‘Ölmem bir işe yarayacaksa razıyım baba’ dedi.”
Eygi, kızının son dönemlerde kendini Filistin’e adadığını, aylarca gösterilere katıldığını aktararak, onun ismini, düşüncelerini, ideallerini unutturmamak için çabalayacaklarını belirtti.
Babayı ağlatan mektup
Taziye evindeyken kimin tarafından bırakıldığı bilinmeyen ve kızına ithafen yazılan bir mektup aldıklarını dile getiren Eygi, “Okuduğumda hıçkıra hıçkıra ağladım çünkü Ayşenur’un izinden gitmek isteyen kızlar var” dedi. Kızının insanlara yaptığı yardımları kendisine çoğu zaman söylemediğini kaydeden baba şöyle konuştu:
“Didim’e getirildiğinde morgda kızımı gördüm. İyi ki de görmüşüm. Melek gibi diyorlar ya yani nur yüzlü. O kadar güzel yüzü var ki. Yani ölmüş hali bile çok güzel. Bakarken bile yüzüne huzur buluyorum”
Ayşenur Ezgi Eygi’nin ABD’ye henüz 9 aylıkken gittiği, baba Eygi’nin isteğiyle daha iyi Türkçe konuşması için 2011 yılında Aydın’ın Didim ilçesindeki Valiler İlkokulu’nda bir süre okuduğu öğrenildi. İyi derecede Türkçe öğrenen Ayşenur Ezgi Eygi’nin Türkiye’ye gelmeyi hiç ihmal etmediği belirtildi.